17 Aralık 2012 Pazartesi

Ece Aymer Sağolsun-2 :)

Ben kendisinden esinlenerek yaptığım her işte sağolsun dedikçe ölümsüzleştireceğim sanırım Ece Hanım'ı :) Sırada cam kavanozlar var. Bu da dünkü yazımda bahsettiğim gibi Ece Aymer sergisinde görüp beğendiklerimizdendi. Fotoğraflardaki şeker kavanozunu Aysu oradan satın aldı, ama sonra çok sevdim ben bunu, takımını yaparsan çok güzel olur dedi. Ben de yaptım, sanırım da oldu :)

Bu arada harfleri de Ece Aymer Craft House İstanbul şubesinin sahibi sevgili Süeda Hanım gönderdi bana. Kendisine çok teşekkür ederim, en kısa sürede atölyesini ziyaret edip kendisiyle tanışmaya can atıyorum.

Bu Ece Aymer takıntısı nedir arkadaşım diye soran olursa; boyama dünyasına girdikten sonra bu işte başarılı gerçekten çok insan olduğunu gördüm, ne kadar boş durduğumu anladım, becerikli insanların çokluğu ve Ece Aymer'in tek olmadığı konusunda hiç şüphem yok. Ama Ece hanım'ı ayıran çok önemli bir özellik var, yaptığı teknikleri bloğunda o kadar ayrıntılı anlatıyor ki, kursa gitmeden, onun yaptıklarının aynısını yapabilir hale geliyorsınız. Mesala ben cam boyama ve dekupaj için hiç bir eğitim almadan sırf yazıları ile bu kadar iş çıkarabilir hale geldim. Ben şimdi sürekli adını zikretmezsem haksızlık etmiş olmaz mıyım sizce?

Çok uzattım :) İşte karşınızda Aysucan'ın kavanozları :)


Ece Aymer Sağolsun :)

Herkese Merhaba

Birkaç yayın önce Ece Aymer'in sergisi için Ankara'ya gittiğimizi söylemiştim. Eee takdir edersiniz ki orada beğendiğimiz birçok obje oldu. Tabii her birini satın alamayacağımıza göre, kendim yapabileceklerimi yapayım bari dedim :)

İşte bunlardan ilki :) Sibel de benimle sergiye gelen arkadaşlarımdan biriydi, onun talebi bu takı kutusu oldu :)
Sergide buna çok benzeyen bir kutu vardı, çoğunuz görmüştür eminim.. Sibel'e daha önce de buradaki çerçeveyi yapmıştım, odası gitgide daha da bir vintage havasına giriyor baksanıza :) Orjinaline saygılarla...














4 Aralık 2012 Salı

Bir koşturmacadayım ki sormayın gitsin!

Herkese merhaba

Gerçi en son ne zaman koşturmacasız bir dönemim olduğunu hatırlamıyorum ama bu aralar gerçekten bir başka fena! Annemler hacdan geldi çok şükür... Gidecekler, gittiler, dönecekler derken döndüler bile.. Ama tabi oldukça koşturmacalı bir dönem de geçirmiş olduk tahmin edersiniz ki. Bu nedenledir ki fazlaca birşeyler yapamadım ahşap boyamalarım adına.. Ev darmaduman, ben darmaduman vaziyette devam etmekteydik düne kadar ama dün akşam bi gayret toparladım evi ve kendime, bundan sonra çalışmalara devam ederim inşallah...

Bu arada çok yorucu olmayan iki çalışmam oldu...

Birincisi canım arkadaşım, komşum Gülcan'a.. Hatun bu aralar melekli objelere takmış durumda, melekli bir köşesi olsun istiyor :) Benden de melek figürlü bir saat istedi.. Hadi zar zor internetten bir model bulduk bulmasına da onu nasıl kestireceğiz??? Ben kesim yapan bildiğim birkaç yere mail attım, fiyat aldım... Cevaplardan biri çok enteresandı, zira Gülsüm Güven Hanım (blogu: http://hertelden-everything.blogspot.com) internetten aldıkları ilk sipariş olacağı için bu kesimi ücretsiz yapacağını söylemez mi? :))) Çok şaşırdım ve şansıma çok sevindim tabii ki :) Kendisine ve kesimi yapan eşine bu güzel hediyeleri ve zerafetleri için çok teşekkür ediyorum. Saati kendim boyadım, dekupaj yapmadım. Gülcan'a daha önce kırmızılı bir pano yapmıştım, bu saatte de yine kırmızı tamamalyıcılar olması için melek kızımızın elbisesine kırmızılar serpiştirdim. Acemice de olsa (el boyamasını çok iyi öğrenmek istiyorum!) sonuç bu :)


Bu arada Gülcan da yeni bir blog açtı. Blogunun adı  anneminlezzetlieli.blogspot.com. Yaptığı lezzetli yemeklerin tariflerini yayınlıyor blogda. Pratik ve çok lezzetli yemekler yapan arkadaşımın blogunu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim...

Diğer çalışma da sevgili kuzenim, kardeşim Rafet için oldu. Rafet facebook'tan bir saat paylaşmış, çok beğenmiş, "bana biri bu saatten alsın lütfen" demiş :) Saatin orjinali buydu..



Ben de "alamam (zira bulamam) ama istersen yapabilirim dedim veee yaptım :)

Rafet'in matematiğe gereksiz bir ilgisi vardır. Şöyle ki; vakt-i zamanında dayımın bir kuruyemiş dükkanı vardı, Rafet de arada sırada gider yardım ederdi babasına. Birgün uğradım dükkana, Rafet daralmış.. N'oldu hayırdır dedim. Ya bu toptancılar beni deli ediyor, iki saatte bi işi yapamadılar deli oldum, adam burda geldi iki saat hesap yaptı vaktimi yedi, 42 ile 27'yi çarpmak için bile hesap makinası kullanıyor demez mi???? :)))) Hala normal olanın kendisi olduğunu zannediyor inanmazsınız :) İşte bu nedenledir ki beğendiği saat de kendi ilgisine gayet uygun... Kuzenimin eşi Pınar'cığımın katkıları ile işte yaptığım saatin fotoğrafları karşınızda... Ecnebilerle farklı işaretlere sahip olduğumuzdan bölme işlemlerini bize uygun yaptım, onun dışında birebir aynısı oldu :) Güle güle güzel günlerde kullanın canlarım :)





Herkese bol huzurlu, mutlu birgün diliyorum..





15 Kasım 2012 Perşembe

Amerika Yolcusu :)

Bu pano Amerika yolcusu gercekten :) Yeni doğacak, Emalyn Grace adında bir prensesin odasını süslemek üzere hediye olarak gidiyor.. Güzel günlerde, beğeni ile kullanılır umarım.. Dünyanın bir ucunda sizden bir parça olacak olması fikri enteresan gerçekten.. Önden o gitsin, arkadan da ben gezmeye gideyim inşallah :)

Sevgiler






13 Kasım 2012 Salı

El Boyaması Kaftan...

Haftasonu Lady Ctaft'ta kursa gittiğimde buna benzer bir pano gördüm. Bayıldımmmm ve ben de bundan yapmak istiyorum dedim. Tamamını ben yaptım diyemeyeceğim ama çok iyi öğrendiğimi umuyorum, şimdi buna benzer bir çalışma daha yapıp pekiştireceğim öğrendiklerimi :) Akrilik boyalar spatula yardımıyla sürüldü, daha sonra yağlıboya eskitme yapıldı. Mühürlerle süslendi (sahici osmanlı mühürü bile yapıldı kaftana hatta :) Sevgili Ayşın Önol ve Ece Hn ellerinize sağlık :)




Not: Kaftanın etrafındaki altın yaldızlı kontur aslında yoktu, onu evde kendim yaptım, Ayşın Hn çok kızacak,  "çalışmayı berbat etmiş" diyecek eminim ama ablama hediye edeceğim bu panoyu ve ablam "kaftan çok belirgin değil gibi sanki" deyince müdahale etmek durumunda kaldım :) Söz bir daha yapmam Ayşın Hn :)


8 Kasım 2012 Perşembe

Yine İnek Figürü Yine Tunca :)

İnekli objelere büyüüüük bir sempatisi olan, evinde sayısız inek figürü bulunan sevgili Ayşegül Tunca için Melda'nın hediyesi olarak yapılan bardak altlıkları beğenilerinize sunulur :)

Güzel günlerde, gülümseyerek kullanırsınız inşallah Tunca'cım :)

Sevgiler



6 Kasım 2012 Salı

Ankara Kaçamağı ve Ece Aymer Sergisi

Bilenler bilir Ankara'yla aram hep iyi olmuştur, hep sevmişimdir, ne de olsa cocukluğum, gençliğim, üniversite yıllarım hep orada geçti. Bu nedenle ara ara kaçarım Ankara'ya, eş, dost, akraba ziyaretleri bahane, Ankara şahane diyerekten :) (Ankara'yı sevmeyen, soğuk bulan çok insan olduğunun ve bu sevgimi manasız bulduklarının farkındayım ama bir şehri sevdiren dağı taşı değil orada yaşadıklarınızdır, bu nedenle benim hissiyatım hep farklı olmuştur)

Zaten Ankara'ya gidesim var, bir de duymuşum ki haftasonu Ece Aymer'in sergisi var, durur mu bu Duygu sorarım size? :)) Tabii ki durmaaaaaaz. Hem de kendi durmamışlığımla da kalmadım, işyerinden Fatma Hn, Melda, Sibel ve Aysu' da beni kırmadılar, onları da yoldaş yaptım kendime, oldu mu size misler gibi günübirlik bir Ankara gezisi? :))))

Sabah erkenden çıktık yola.. Sohbet muhabbet (bizde konu bitmez zaten) derkeeeen geldik Ankara'ya.. Rotamıza uygun olduğu ve merakla beklediğim için hemen sergiye gittik :) Ece Hn beni görür görmez tanıdı vallahi :) Daha önce de bir kez atölyeyi ziyaret etmiştim, eşimle gitmiştim, onu bile hatırladı sağolsun :) Tek tek teeeek inceledim her bir yapılanı. Aslında durum şöyle galiba.. Bu işi yapmanın zor olduğunu hiç düşünmüyorum, kısa eğitimlerle zaten nasıl yapmanız gerektiğini hemen öğreniyorsunuz. Ama gel gelelim tasarlamak hiç de kolay değil bence, asıl farklılığı o yaratıyor işte. Bence Ece Hn bu işi çok iyi başarıyor, tasarım kabiliyeti çok yüksek. Yapılan işlerden bunu görebilmeniz fazlasıyla mümkün. İşte Ece Aymer'le hatıra fotoğrafımız :)



Aaaaa unutmadan, bir de Ece Hn'ın hemen solunda Ayşen Hn var resimde.. Bizi o kadar güzel, o kadar güler yüzle karşıladı ki size anlatamam. Daha önce tanışmamıştım, kendisi de Ece Aymer'in üretim grubundaymış, yani atölyenin arı grubu diyebiliriz. Çok zarif ve çok güleryüzlü bir bayan, tanıştığımıza çoooook mutlu olduk.

Sergiden kendimize hatıra olacak birşeyler aldık. Ben kendime bu güzel kapı gazeteliğini aldım mesela :)



Hemen evde yerini buldu. Eşim de ben de çalıştığımız için sabah gazete, ekmek siparişimiz olamıyor tabii ki, o yüzden kapıda heba olmasını istemedim. Kendisinin vazifesi oturma odasında asılı durmak ve o günlerde okunan kitapları, dergileri sahiplenmek. Odada çok hoş bir seda oldu, yapanların ellerine kollarına sağlık :)

Sergiyi öyle bir gezdik ki, tüm ahşap objeleri, Füsun Hn'ın el boyaması çalışmalarını, Dolunay Hn'ın çarpı işlerini tek tek ezberledik resmen :) Hatta yorulup ara verip gidip alışveriş merkezindeki Cook Shop'ta yemek bile yedik :) İşte yemek hatıramız.. Eveeeeeeet malesef o masadakilerin hepsini yedik inanmazsınız :)



Sonrasında da artık müsade istedik. Ama Ece Hn o kadar yoldan gelmişsiniz bari bir kahve içelim dedi sağolsun. Bir güzel de orada sohbet etme şansımız oldu. Sonrasında da gözümüz arkada kala kala, bir haftalık kursa gitmem konusundaki dileklerimi, arzularımı suna suna artık çıktık oradan..

Arabaya geldik, hadi Anıtkabir'e gidelim artık dedik, özellikle Melda hiç gitmemişti, onun görmesini çok istemiştik. Aklıma geldi birden, aaaa hiç düşünmedik Anıtkabir kaçta kapanıyordu acaba dedim, aradım Anıtkabir'i, 16:00'da kapanıyor demesinler mi? Saat kaç peki? 15:30!!!! O kadar zaman nasıl geçmiş hiç anlamadık sergşde. Hiç Anıtkabir müzesine girme ümidimiz yok ama bari dışardan görürüz Anıtkabir'i diyerekten düştük yola.. Tam önüne geldiğimizde saat 15:59'du. Kızlara dedim hemen siz inin belki alırlar, biz arabayı park edelim diye. Onlar indiler veeeeee Melda'nın ağlak ifadeleri işe yaradı, müzeyi de gördüler, içerleri de gezebilik, hiç içimizde kalmamış oldu bu da çok şükür ki :)) Anıtkabir'den bir kaç kare...









Oradan da çıktıktan sonra eskicilerin olduğu itfaiye meydanını da şöyle bir görelim öyle dönelim dedik.. Çok tahmin ettiğimiz ikinci el eşyalar satan eskiciler bulamadık ama hediyelik eşyalar satan bir mağaza vardı, o süperdi işte.. Orada bol bol gezdik, alışveriş yaptık (özellike ben :) ) sonrasında da düştük yine yollara :)

Allah'ııııııım çoooooooook güzel bir gün oldu, gezdik, gördük, eğlendik, sevdik, sevindirdik... Hep günleriniz, günlerimiz böyle güzel geçsin inşallah..


Boooolca sevgiler cümlenize :)


31 Ekim 2012 Çarşamba

Gülcan'ıma, Güllücan'ıma...

Gülcan (kendi aramızdaki ismi ile Güllücan) işyerinden arkadaşım. 2010 yılının Mart ayında Aysu'yla birlikte katıldılar Mustafa Nevzat (artık Amgen) ailesine.. Katılmak ama ne katılmak. Fırtına gibi geldiler vallahi.. İyi ki de gelmişler, Melda, Aysu ve Gülcan'ın da aramıza katılmasıyla fabrika işyerim olması dışında, sıkı arkadaşlıkların olduğu, bol muhabbetli bir yer oldu benim için..

Ama bu arkadaşlarımın arasında Gülcan'ın yeri farklı benim için. Niye mi? Sayesinde bir ev sahibi olduk da o yüzden :) Gülcan Çekmeköy'de oturuyordu. Bir siteyi çok beğendiğini ve mutlaka görmemiz gerektiğini söyledi durdu uzun süre. Biz de gittik baktık eşimle. Güzel olmasına gerçekten çok güzeldi ama bir o kadar da pahalıydı. "Hayatta olmaz" dedim ben. Aylarca direndim "bu evi alamayız, nasıl öderiz o parayı" diye. Eşimde deli cesareti var, o hemen olur dedi ama ben ikna olmadım bir türlü. Gel zaman git zaman Gülcan  tabiri caizse "beynimi yedi", "Duygu bişey olmaz alın o evi, alın o evi" diye diye beni bitirdi ve sonuçta ikna oldum, sayesinde bir evimiz oldu :) Allah'a şükürler olsun ödemelerde sıkıntı yok, 2 yıl bitiyor bile, cesur davranmamı sağladığı için müteşekkirim arkadaşıma...

Benden sonra da o aldı aynı siteden bir ev ve şu anda hem arkadaşım hem komşum kendisi :) Güllücanıma çoooook sevdiğim, ne zamandır peşinde koştuğum bir resmin panosunu yaptım. Resmi görüp çok beğenmiştim ama bir türlü bulamamıştım ama sonunda "yardım perim" bu konuda da yardımıma yetişti sağolsun :) İsmini vermiyorum ama o kendini biliyor :) Her zaman olduğu gibi sonsuz teşekkürler kendisine.

İşte çok sevdiğim resmin kabartmalar sonucunda dönüştüğü hal :) Gülcan, eşi ve oğlunun Mor Ülke önlükleri ile çekilmiş resimleri de süsledi bu mutfağın duvarını :)






Güle güle kullan arkadaşım, güzel günlerde inşallah :)

Sevgiler

30 Ekim 2012 Salı

Bayram İncileri :)

Bayram'da hediye olması için arkadaşım Melda'nın annesi ve ablası için bu kutuları yaptım... Özellikle ilkine benim de çok gözüm kaldı :) Zaten bu resimleri ne zamandır kullanmak istiyordum, bugüne nasipmiş :)

Bu ilk kutu...








 Bu da ikincisi...

 




Herkese sevgiler

Tanıtılmışım haberim yok :)

Yazma fırsatım olmadı ama sevindirici bir mail aldım bayramda :) Pamuk Şeker Hobim blogunun sahibi Nevin Daldaban sayfasından benim blogumu tanıtarak bir ödül vermiş bana sağolsun. Hiç tanışmadan böyle bir sürpriz yapması beni çok mutlu etti ve şaşırttı, kendisine çok teşekkür ederim.

Burada maksat 200'den az izleyicisi olan blogların tanıtımını yaparak bilinirliği arttırmak... Ben de bana yapılan bu güzelliğe, benim beğeni ile izlediğim blogların birkaç tanesinin izmimi vererek karşılık vereyim :) Gerçi bazıları zaten çok izlenen bloglar ama olsun, ben onları çok seviyorum, sizinle de paylaşmak istedim :)

elmasmagicraft.blogspot.com
aylinhandcraft.blogspot.com
http://calisanbayanlaratarifler.blogspot.com/
aksungur46.blogspot.com
mehtapkaya.blogspot.com
cihaninbahcesi.blogspot.com


Sevgiler




9 Ekim 2012 Salı

Lady Craft'ta Mutluluk :)

Önceki yayınımda 3 haftadır Lady Craft Ayşın Önol'la kurslara başladığımı yazmıştım. Şimdi ayrıntılara geçmenin zamanıdır :)

Atölyeye bayılıyorum, çok sevimli, çok sıcak, çok candan... Ama atölyeden çok Ayşın Hanım'a bayılıyorum :) Bir kere o kadar sıcak karşılıyor ki insanı, sanki 40 yıllık arkadaşınızın evine bir kahve içmeye gitmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi.. Zaten kahvesini ikram etmeden de göndermez öyle kolay kolay... Orada en sevdiğim şeylerden biri ders öncesi muhabbet :) Yeni projeler, yapılmışlar, yapılacaklar, bol hayalli güzel sohbetlerle başlıyoruz güne. Ayşın Hanım'ın bir diğer sevdiğim yönü de çok mütavazı oluşu. Ortaya harika işler çıkaran çok donanımlı bir insan olmasına rağmen, sanki siz ondan daha çok biliyormuşsunuz gibi bir özgüven kazandırıyor size, yaptığınız çalışma için en az sizin kadar hatta çoğu zaman sizden daha da fazla heyecanlanıyor... Velhasıl-ı kelam çooooook mutluyum orda... Fırsat olsa da vaktimin çoğunu orda geçirsem, ben de oranın bir parçası olabilsem demekten kendimi hiç alamıyorum...

Gelelim yaptığımız çalışmalara... Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi ilk derste bir pano yaptık sevgili kuzenimin oğlu Emre için, burada görebilirsiniz Emre'yi ve panoyu :)

İkinci derste mutfağımda duran ama çok sade olduğu için biraz değişiklik yapmak istediğim bambu çay kutumu boyadık.. Çok sevdim ben çıkan sonucu, sizce nasıl? :)


 

Bir earl grey siyah çay delisi olduğum belli oluyor sanırım değil mi? :)





Kutum mutfağımla büyük bir uyum içerisinde oldu baksanıza :) Bu arada bu rengarenk baharatlıkları da vakti zamanında boyamıştım ama taşırken malesef mavinin kavanozunu, pembenin de kapağını kırdım :((( Sonra da yapmaya fırsatım olmadı ama olduğu kadar artık, kusuruma bakmayın siz :)








Üçüncü haftada ise daha ticari boyuta taşıdık çalışmalarımızı. Kendim için değil de bu tür çalışmaları satın alıp evinde görmek isteyen kişiler için çalışmaya başladık. Bu baharatlık ve bardak altlıkları çıktı 3. haftada ortaya. Mor Ülke'de de satışa çıkacak bu ürünler çok yakın zamanda.




Horozumla da bir ahenk içerisindeler, değil mi? :)


Vintage bardak altlıklarımı da çok severek yaptım, umarım siz de seversiniz :)





Son olarak sevgili Ayşın Önol'un bana hediye ettiği cupcake'lerimle başbaşa bırakıyorum sizi. Saati de bu işe başladığım ilk zamanlarda yapmıştım. Hata dolu kendisi ama ben çok seviyorum onu bu haliyle de :)




Herkese sevgiler. Ayşın Hanım size daha çok sevgiler :) Nice güzel işlere beraber imza atarız inşallah...

Blogum kaç kez görüntülendi?

İzleyiciler

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...